Öykü, Şiir

Kara Kanatlı Melekler…

Sabah güneşin ilk ışıkları ile birlikte pencereyi çatlatırcasına içeri sızıyor kuş sesleri, aynı zihnimi delip geçen ve içeride kurulup kalan kara kanatlı meleklerin sesleri gibi.   Bu sabah olduğu gibi, sesler bazen öyle derinden ama öyle baskın geliyor ki o sıcacık yataktan, altına saklanıp kaldığı kuş tüyü yorganın altından çıkmak istemiyor insan. Yorgan yumuşak olmasına… Okumaya devam et Kara Kanatlı Melekler…

Öykü, Şiir

Yabancı

Hava sıcak, güneş pırıl pırıl, gökyüzünde güneşten esmerleşmiş birkaç da bulut.       Vapur görünüyor bembeyaz teniyle ve boğuk boğuk bir öksürükle iyice yaklaşıyor. Denizin iyot kokusunu bastıran yoğun yosun kokusu ciğerlerimi yakıyor. Martılar konuyor omuzlarıma, kanatlarından köpük damlayan martılar. Güvertenin kıç tarafına oturuyorum, en sakin en boş orası görünüyor. Yanımda çok fazla insan… Okumaya devam et Yabancı

Öykü, Şiir

UÇURUM…

Aşk, kader, yaptığım seçimler ve hayat hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun zaman aldı. Ay’ın eteklerine değil de dünyanın hatta tüm kainatın tepesinde devri alem yapmam gerektiğini, uçurumun ucundan aşağıya atladığımda anladım. Anladım ki; ‘’Zaman’’ seni teslim almadan sen teslim olmalısın… Ya da ‘’zaman’’ a teslim olmamalısın? Hangisiydi? Benim için uçurumun en tepesine çıkıp, kendimi oradan… Okumaya devam et UÇURUM…

Öykü, Şiir

Ruhuna değsin…

Böyle bu meret. Şarap, viski, bira içiliyor da tek başına, rakı gitmiyor galiba. Açtım pencereyi, ay gelmiş yine karşıma. Yok, geceden vazgeçmek de zor galiba. Bu da ayrı bir meret olsa gerek. Uzun zamandır düşmüyordu aklıma, ama bu gece dedemi anımsadım. Öyle ay’a boylu boyunca uzanınca, dedemin köşesine çekildiğini hatırladım. Anneme, ‘’dedem hep neden bugünlerde… Okumaya devam et Ruhuna değsin…