Genel, Şiir

Algos’un Sabrı

Hee Algos?

Ne dedin duyamadım.

Sen mi dağladın kan pompaladığın duvarları?

Hahhahhh güldürme beni Algos…

Sızım sızım sızıyor delice kan ruhundan

hem de ne büyük bir nefret ama eş değer bir coşku ile…

Ve sen ızdırapla inkarı karıştırıyorsun Sevgili-m…

Yeniden doğmak için ölmek mi?

Sen bir kere öldün Algos

yeniden doğamazsın…

Ölü ruhlara yeni beden biçmiyorlar maalesef.

Kendi gönlüne bile eyvallahı kalmamış olanlara ikinci bir yaşamı vermiyorlar Algos…

Hangi ummanın kıyılarına vurmak istersin sen onu söyle bana?

Adriyatik?

Kızıl?

Kızıl bence de iyidir…

Kanın ikibuçuk nasılsa tamamlarsınız birbirinizi…

Dalgalara rağmen dik durmaya çalışan deniz feneri gibisin değil mi?

Her dalgada ne kadar sarsıldığını unutup

şafak sökerken sukuta sarılan deniz feneri gibi…

Bak Algos!

Anlıyorum seni, sabırla yaşattın azraili oldukları ruhunu

sanki bulutları gök değil de sen omuzlarında taşıyormuşsun

gibi bir his bu, biliyorum…

Dokunsalar koptu kopacak ruhundaki kıyamet onu da biliyorum

ama o artık gökkubede bir kuzey yıldızına takılı kaldı…

Unut artık!

Ölü ruhlara yeni beden biçmiyorlar maalesef…

Ve Algos…

Şunu sakın unutma;

Olmuyor işte bazen, affedilmiyor…

Sonra içindeki o küçük çocuk dizleri hep yaralı kalıyor…

Aylin Tamakan Nergiz

“Algos’un Sabrı” için bir yorum

Alev Abla için bir cevap yazın Cevabı iptal et