Hee Algos?
Ne dedin duyamadım.
Sen mi dağladın kan pompaladığın duvarları?
Hahhahhh güldürme beni Algos…
Sızım sızım sızıyor delice kan ruhundan
hem de ne büyük bir nefret ama eş değer bir coşku ile…
Ve sen ızdırapla inkarı karıştırıyorsun Sevgili-m…
Yeniden doğmak için ölmek mi?
Sen bir kere öldün Algos
yeniden doğamazsın…
Ölü ruhlara yeni beden biçmiyorlar maalesef.
Kendi gönlüne bile eyvallahı kalmamış olanlara ikinci bir yaşamı vermiyorlar Algos…
Hangi ummanın kıyılarına vurmak istersin sen onu söyle bana?
Adriyatik?
Kızıl?
Kızıl bence de iyidir…
Kanın ikibuçuk nasılsa tamamlarsınız birbirinizi…
Dalgalara rağmen dik durmaya çalışan deniz feneri gibisin değil mi?
Her dalgada ne kadar sarsıldığını unutup
şafak sökerken sukuta sarılan deniz feneri gibi…
Bak Algos!
Anlıyorum seni, sabırla yaşattın azraili oldukları ruhunu
sanki bulutları gök değil de sen omuzlarında taşıyormuşsun
gibi bir his bu, biliyorum…
Dokunsalar koptu kopacak ruhundaki kıyamet onu da biliyorum
ama o artık gökkubede bir kuzey yıldızına takılı kaldı…
Unut artık!
Ölü ruhlara yeni beden biçmiyorlar maalesef…
Ve Algos…
Şunu sakın unutma;
Olmuyor işte bazen, affedilmiyor…
Sonra içindeki o küçük çocuk dizleri hep yaralı kalıyor…
Aylin Tamakan Nergiz

Ne güzel yazıyorsun. Olmuyor işte bazen, affedilmiyor. ☺️
BeğenBeğen