Düş’tük be Algos!
Geceden zorla koparılmış bir karanlığın içinde
kuyruğunu bırakıp kaçan kertenkeleler gibi
avuçlarımızda küflenmiş kuş yemleriyle
kendini Ekim’e saklamış bir kaç yaprak misali
siyah çiçekli nevresimin dallarından düştük.
Şimdi her gece çiçekli siyah çarşafın arasında
uzun uzun geziniyor
düşürdüğün kokunu arıyorum
Sahi nerede düşürmüştün Sevgili-m?
Müstehcen bir hayalin gayrı meşru çocukları gibi
çıplak kalıyor kelimelerim
annesiz hırçın bir çocuk gibi hassas, öfkeli
ve zamansız açan tomurcuklar misali solgun kelimelerim.
Göğü yırtarcasına yırtıyor göğsümü sessizliğin
söylemediklerini umursamazken
dudağıma doğru süzülen tek bir damlaya saklıyorum
seni ve sana olan sevgimi…
Kurumuş bir gölün diplerinde boğulurken
suya söylüyorum adını
ateşi söndürmek de hiç bir kitapta yazmıyordu üstelik.
Yaslı bulutların gözyaşları toprağa kâr
kurak bulutlar da sevapların kefareti olsun
ad’ın buruk bir şarap gibi dolanırken dilimin üzerinde.
Oysa tek kişilik bir divana sığmıştıkta
bir kuş kafesini sığdıramadık iki göz odaya
sessizliğimizin hacmi kadardı
içimde çırpınan duyguları gagasında tutan kuşun heyecanı…
Ölü kuşları özgür bırakma vakti Sevgili-m!
Zamanın en ücra köşesinde
ucu bucağı olmayan bir özlemle
içimde kanımla boğsam seni
ölümü alsam avuçlarından
boğulur musun
boğulur muyum
dirilir mi acı sevişmelerimiz
seni öldürdüğüm gün açılır mı gözlerim
çözülür mü körlüğün?
Kalbinin iltihabı patlamış parmak uçlarından öpsem
sızar mıyım şah damarına?
Algos, tuttuğum nefesimi bırakır mısın Sevgili-m?
Aylin Tamakan

Çözülmesi körlük, yoksa biter😉🌼
BeğenBeğen
🙂🐞
BeğenBeğen