Bu gece üstüm başım hasret
içim dışım acı bir kahve tadında taştı taşacak
dağılacak katranı karasına.
Yüreğim dozu bir türlü ayarlayamıyor işte
müsait bir yerde bırakmıştım onu oysa ki
yıkık dökük çıkmaz bir sokakta.
Uzaklığın bilindik tınısı yine sokaklarda
nağmelerinde yeni doğan bebeğin çığlıkları.
Kuşların ayak sesleri geliyor pencereden
demini gözlerinden almış kuşlar
eğiliyorlar sesinin kıvrılıp büküldüğü
içten içe kurtların yediği pervazlarda.
Göğe çeviriyorum yüzümü
yıldızlar yüzünü işlemişler semaya
dağlara vurmuş aksin göz kırpıyor
gülümsüyorum
usanç dumanları yayılıyor sonra
yokluğunun ayazı vuruyor yüzüme
üşüyorum.
Düşüncelerim ağrıyor,
ruhumda bir karıncalanma
göğsümde çöreklenmiş bir ağırlık
duygu masturbasyonu yaparken
buluyorum kendimi.
Acı bir kahve tadında taştı taşacak
dağılacak duygularım…
Üstüm başım hasret,
vuslata hüküm giymiş yüreğim
bir de sen süveyda’m…
A.Tamakan