Aşk, kader, yaptığım seçimler ve hayat hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun zaman aldı. Ay’ın eteklerine değil de dünyanın hatta tüm kainatın tepesinde devri alem yapmam gerektiğini, uçurumun ucundan aşağıya atladığımda anladım. Anladım ki; ‘’Zaman’’ seni teslim almadan sen teslim olmalısın… Ya da ‘’zaman’’ a teslim olmamalısın? Hangisiydi? Benim için uçurumun en tepesine çıkıp, kendimi oradan aşağıya bırakmaktı.
Uçurumun tepesindeyim, rüzgar da bir hain hain esiyor. Soğuk desen değil, sıcak desen hiç değil. Akşam desen gün doğmamış, gün desen akşama varmamış. Ben kararlı ve istikrarlı adımlarla ilerlemekte direnirken, zamanın arkamdan koşarcasına geldiğinin farkına varamamışım. Daha da kötüsü, arkamda bir Azrail gibi durduğunu hiç anlamamışım.
Kuşlar var etrafımda. Her biri, her bir yanımdan tutmuş; kanatlarında yüzlerce ben, gagasında tutuşturulmuş bir parça zaman.
Düşüyorum. Gücüm var mı hala bilmiyorum. Toprağa yaklaştığımı hissediyorum, ama anlayamıyorum bu toprağın kokusu mu yoksa yanan ruhumun mu? Tam o anda tekrar düşüyorum, başladığım yerden tekrar. Tekrar. Avuçlarımdan kayıp gittiğimi, tırnak diplerimin hissizleştiğini hissedebiliyorum. Toprağa varmak istiyorum, ama ben denize düşmüş güneş gibi cızırdıyorum. Derin, çok derin. Cızırdadıkça, üşüyorum. Yanlış giden bir şeyler var. (öyledir çünkü, tam teslim olacağın anda yanlış giden bir şeyler olduğunu düşünür ve düşüncelerinin dallarına tutunmak istersin.) Düşüyorum, ağaçlar peşim sıra, tutunamıyorum.
‘’Tutunma, bırak! Ağaçların dallarına takılıp kalırsan, asla teslim olamazsın. Haydi ama kontrolü eline al artık. Sorunu nerede yaşadığını sende biliyorsun.’’
‘’Sen kimsin? Ben kiminle konuşuyorum.’’
‘’Hala karşı koyuyorsun!’ Hayata gözlerini açıp ta ilk defa ‘’merhaba’’ diyen senin teslimiyetin değil miydi? Bu baş kaldırış niye? Ya bu direniş? Bu düşüncelerine biçtiğin kaftan niye? Ayakları çıplak gelen sen değil misin? Şimdi, düşüncelerinle ruhunu hapsetmek niye?
Geminin kaptanına, uçağın pilotuna güvenmek gibi değil mi? Bu geminin kaptanı, uçağın pilotu kim? Ruhun mu düşüncelerin mi? Aklını iptal etmek mi ya da aklını aşan konularda sadece ruhuna güvenmek mi?
Teslimiyet büyük bir güçtür. Ama bu güç, nice tehlikeli geçitlerden geçmek, okyanusları aşmak için de nehirleri, dereleri geçmek demek değil midir? Kendini daha özgür hissedip kuşlarla birlikte uçmak mı yoksa yüklediğin anlamlar karşısında pes etmemek mi?
Kayıtsız, şartsız teslimiyet sadece sevginde, benliğinde en önemlisi de ruhunda. ‘Ben’ olduğunu unutma. Az önce aldığın nefes bile geldi geçti. Hangi faydayı, hangi zararı getirir diye düşüncelerine esir olmamaktır teslimiyet.
Sabahları aç kuşların, akşamları yuvalarına nasıl da tok döndüklerini görmedin mi? O vakit neden hala aç dolanır durursun? Ruhunu doyur. Aklına, düşüncelerine ram olmak mı yoksa ruhunun hiçliğinde doymak mı? Şimdi ister tutunmaya devam et ağaç dallarına, ister kendini at uçurumdan.’’
Uçurumun tepesindeyim, rüzgarın yerinde hırçın bir fırtına var şimdi. Kollarımı iki yana açtım ve bir nefes alımı kadar kısaydı oysaki hayatın muhasebesini yapabilmek, atladım.
Ve anladım;
Bağımlı olmak değil, bağlı kalabilmek,
Aşk’a, hayata ve zamana…
A.Tamakan
🎂🎂🎂🎂🎂🎂💕💕Aylinimmm💕😊🎂Hayat bugünden sonra senin için yep yeni bir sayfa hazırlasın inşallah canimm Aylinim🎂🎂🎂🎂.. ve sen bu sayfayı hep mutlulukla yazmanı canı gonulden diliyorum…. Kaleme aldigin hikayelerinde böcekler, yesiller maviler hiç eksik olmasin…. Hayatinda eksik olan ve tamamlayacağına inandığın her ne varsa yeni yaşında seni bulsun tamamlasın…. Iyiki varsin kardeşimm💕🎂Seni Seviyorum ….Doğum günün kutlu olsun😘🎂🎂🎂🎂😘😘😘
BeğenBeğen
Yasemin’im, adı gibi yüzü aydınlık, yaseminleri kıskandıran güzelliğe ve yüreğe sahip canım kardeşim benim. Hayatıma nefes olduğun için, bu dört yapraklı yoncanın en naifi ama en dimdik ayakta duranı olduğun için ben teşekkür ederim. Bu bloğu açmama sebep olanım, destekleriyle yüreklendirenim,
iyi ki hayatımdasın. Seni çok ama çok seviyorum.🥰❤️🥰❤️🥰❤️
BeğenBeğen