Evet Hierapolis de bir hayli yorulduk. Ancak buranın o muhteşem havası ve pamuk gibi bembeyaz ve masal diyarı görselliği tüm yorgunluğumuzu aldı.
Gerçekten hem büyük bir şaşkınlıkla hem de büyük bir keyif hissedeceğiniz nadir doğal güzelliğe sahip yerlerden biri.
Travertenler çeşitli kimyasal reaksiyonların çökelmesi sonucunda oluşuyormuş. Pamukkale bölgesinde travertenlerin olduğu alanda 17 adet sıcaklığı 35-100 dereceler arasında değişen sıcak su kaynağı bulunuyor. Bu termal su kaynağından çıktıktan sonra travertenlerin başına geliyor ve travertenlerin katlarında çökelmeye başlıyormuş. Termal su kaynağından çıkarken 35 derece olurken içerisinde bol miktarda Kalsiyum Hidrokarbonat bulunuyormuş. Kaynaktan çıktıktan sonra oksijen ile temas ettiğinde Karbondioksit ve Karbon Monoksit uçtuğu içinde geriye kalan Kalsiyum Karbonat kalıp çökelmeye başlıyormuş. Aslında ilk olarak jel halinde oluşup zaman içinde sertleşerek kaya formuna giriyormuş. Ama görünüşleri bir kayadan ziyade yumuşacık pamuk hissini veriyor. O beyazın için de ki mavi rengin dans eder gibi durması ise muhteşem. İnanılmaz güzel bunu hissetmek ve gerçekten mutlaka görülmesi gerrken yerlerden biri.
Ayrıca Travertenler görsel zenginliğin yanı sıra kalp rahatsızlıkları, romatizma, sindirim, solunum, dolaşım gibi bir çok hastalığa da iyi gelmekte. Biz de anne kız pantolonlarımızı şöyle bir sıvayıp, günün yorgunluğunu atmak için girdik. Ya nasıl güzel bir his. Çocuk gibi oturup, ellerimi de şıp şıp vurup bütün gün içinde kalmak istedim. 🙂
İki günlük olup kısa da gelse bana, biraz koşturmalı da olsa çok güzel ve çok keyifli bir gezi oldu benim için.
Travertenler gibi bembeyaz ve suları gibi sonsuz olsun mutluluklarınız…
A. Tamakan