İtalya’nın en güneyinde yer alan Sicilya Bölgesi’nin başkenti olan Palermo, kıyı şeridi manzarası ile hemen hemen her yerde büyüleyici bir güzelliğe sahip. Kiliseleri, sarayları, heykelleri, müzeleri, bir çok ilginç mimari yapısı, zengin tarihi ile farklı bir kültüre sahip, adeta buram buram tarih kokan bir şehir.
Palermo’da o kadar görülecek çok yer var ki öyle bir iki güne sığdırmanız mümkün değil. Bu nedenle eğer sizde benim gibi tarihe meraklı ve seviyorsanız en az 2-3 gün ayırın derim.
Palermo, bölgenin merkezi yani başkent olarak kabul edilmekte ve kendi çevresinde merkez durumundaki diğer kentleri ise Messina, Catania, Agrigento, Siracusa, Trapani, Ragusa, Enna, Caltanissetta dır. Görülmeye değer Etrüsk koleksiyonu, heykeller, Selinunte Tapınağı Metoplarının sergilendiği Palermo Arkeoloji Müzesi; Sicilya Bölgesel Galerisi buranın en önemli sanatsal kolleksiyonuna sahip.
Palermo , MÖ 8. yüzyılda Fenikeliler tarafından kurulmuş . Coğrafi yapısı nedeniyle doğal liman özelliğine sahip . Daha sonra da Roma İmparatorluğu dönemi geliyor . 831 yılında müslümanların eline geçmiş ve ticaret ile daha da zenginleşmiş . 11. yüzyılda Normanlar haçlı seferleri ile burayı almışlar ve Palermo tarihinin en parlak dönemini yaşamış . Normanlar , romanesk-arap ve bizans kültürünü harmanlayarak Palermo’ya damgalarını vurmuşlar . Normanlar dan sonra İspanyolların ve Napoli Krallığının hakimiyeti geliyor . 1860 yılında da İtalya birliğine katılmışlar.
Normanlar , Avrupa’yı ortaçağ da kasıp kavuran kuzeyli kabileler, yani o çizgi filmlerinden bildiğimiz Vikinglerdir. 911 yılında kendilerine Avrupa kıtasından toprak verilmiş ve barış sağlanarak, bu bölgenin adı da Normandiya olmuş , yani kuzey halkın toprağı .Hem savaşarak hem de siyasi evlilikler ile Avrupa’da ciddi bir siyasal güç haline gelmişler .
Palermo’nun en ilginç yapılarından biri de La Martorana olarak bilinen Santa Maria dell’ Ammiraglio Kilisesi .Kilise adını Kral II. Roger’in amirali Antakyalı Georgios’tan almış . 1143-1151 yılları arasında , Norman-İslam tarzları karıştırılarak yapılmış bir yapıdır. Bugün İtalya’daki Arnavut (yurdumun:)) kilisesine bağlı olarak hizmet veriyor .
Başta da bahsettiğim gibi Palermo da gezilecek öyle çok yer var ki… Bunlardan en önemlisi ise Palermo Katedrali.
Palerma Katedrali; En muhteşem yapıtlardan biri ve Corso Vittorio Emanuele de bulunan bu katedral mermer ve ahşap ile yapılmış. Geçmişte cami olarak kullanılmış ve 1185 Mill Walter tarafından tasarlanmış bu yapı içinde krallığa ait bir çok mezarlık bulunduruyor. İşçiliği mükemmel olan bu binayı kesinlikle ilk sıraya almanızı tavsiye ederim.
Ve daha sonra hepsi birbirinden güzel olan, Plazza dei Normani, Teatro Massimo, Catecombe dei Cappuccini, Mercato Vucciria, Fontana Pretoria, Paletine Şapeli, San Giovanni degli Eremiti, Mercato di Ballaro, Santa Maria di Gesu, Botanic Garden, Cuba Palermo, Zisa yı ziyaret edebilirsiniz.
Palazzo dei Normanni ise, 1130 yılında Araplar tarafından inşa edilmiş ve içinde muazzam kraliyet dairelerini bulunduruyor.
Teatro Massimo; Avrupa’nın en büyük opera tiyatrolarından sayılıyor.
Fontan Pretoria; 1555 yılında inşa edilmiş bu yapı ise şehri simgeliyor. İnanılmaz mimari detaylar olan bu yapıda, hayvan figürleri, çıplak kadın figürleri bulunduruyor ve ” Utanç Çeşmesi” olarak adlandırılıyor.
Palatine Şapeli, çoğunlukla Norman mimarisinin görüldüğü bu yapıda Arap kültğrğne ait metin ve işçiliklere yer alıyor. Tavana yapılmış eserler ise muaazam.
Bu arada mafyanın baş şehri olarak bilinen Palermo’ da kült film olan ”The Godfather” ın bazı sahnelerinin de çekimi burada yapılmış.
Palermo, gerçekten bir çok farklı tarihi kültüre ev sahipliği yapan bir şehir..
Gez gez, yaz yaz bitmez…
A.Tamakan